1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  

  Umumi kanaat odur ki, Peygamberimiz zekât/sadaka malına ayrı bir muamele yapar, ailesi ve kendisi için ondan harcama yapmazdı. Nitekim 9/60 ayetinde zekât/sadakaların harcama yerleri sayılırken ganimetler ve fey’ ayetlerinde olduğu gibi Allah ve Peygambere hisse ayrılır şeklinde bir ifade bulunmamaktadır.

  Peygamberimiz ve Hz. Ömer’in sadaka malından yememesi esası üzerinden Hz Ömer, zekât/sadaka malları ile diğer devlet gelirlerini ayrı ayrı defterlere kaydeder, zekât/sadaka ile haraç ve fey’ mallarını birbirine karıştırmazdı.

  Bu rivayetler İslamın başlangıcında zekât/sadakalar gelirleri ile diğer devlet gelirlerinin birbirinden ayrı muamele gördüğünü gösterir.

  Zekât/sadakaların sarf yerleri Kuran’da belirtilmiştir. Lakin diğer devlet gelirlerinden bu sarf yerlerine harcama yapılmaz diye bir kural mevcut değildir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.)in ganimetlerden, madenlerden alınan vergiler ve haraç mallarından müellefe-i kulup dahil zekât/sadakaların harcandığı mahallere harcadığına dair rivayetler vardır.

  Zekât/sadaka ile harac denilen gelirlerin ayrımı konu-sunda Ebu Yusuf, Haraç adlı eserinde şunları söylemektedir: “Haraç, bütün Müslümanlara ait olan bir fey’dir. Zekât/sadakalar ise sadece Allah’ın kitabında belirtilen yerlere harcanır.” Bu kullanım bakımından olan ayrımı gösterir. Zekât/sadakaların kaynağı ise yukarıda açıklandığı gibi Müslümanlardan alınan muhtelif vergilerdir.

  

  

  

  25

  

 


25
Önceki                  Sonraki