1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  öşür kelimesinin bu iki farklı anlamda kullanılması bazen zihin karışıklığına sebep oluyor ve anlamayı zorlaştırıyor.

  i)İmam Ebu Yusuf’a göre Peygamberimiz (s.a.s.) beylik arazi tahsisi yapmış ve böylece pek çok kişiyi İslam’a ısındırmıştır. Beylik arazi, sahipsiz arazı demek olup böylece devletin mülkiyetinde olan arazı demektir. Peygamberimiz bu arazilerden Müslüman ve Gayr-ı Müslim ayrımı yapmadan kalpleri İslam’a ısındırılması gerekenlere tahsiste bulunmuştur. Bunu halifeler de yapmıştır. ( Haraç tercümesi. Sayfa: 105)

  Yani bir bakıma müellefe-i kulup için zekât/sadaka malından değil ama devletin diğer mallarından harcama yapmak işi halifeler döneminde de devam ettirilmiştir. Ne var ki Peygamberimiz daha çok kişinin Müslüman olmasını ve Müslümanlığın doğru algılanmasını istiyordu. Sonraki dönemlerde Müslümanların bu hassasiyeti kayboldu. Hatta Müslüman olmayanların verdikleri cizye ve haraç vergilerinin azalmasından endişe duyanlar ve bu nedenle Müslümanlığa geçişleri hoş karşılamayanlar bile olmuştur.

  j)Sonradan Müslüman olanların arazileri de öşür arazileridir. Bu araziler babadan oğla onların olur. Haraç arazileri de babadan oğla sahiplerinindir. (Haraç tercümesi. Sayfa: 109)

   k)Ebu Yusuf Hicaz arazisi hakkında da şunları söylemektedir:

   “Resulüllah(s.a.v.) Araplara ait arazileri fethetti ve onları öşüre bağladı, hiçbir kısmına haraç tatbik etmedi. Bu araziler hakkında bizim Hanefi âlimlerinin görüşü de bu şekildedir. Görülmez mi ki Mekke ve Harem-i Şerif için haraç yoktur. İşte bu sebeple Arap topraklarının tamamı için

  

  

  41

  

 


41
Önceki                  Sonraki