1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85 



  50-Bülbül yetişip yanık yanık feryâd etmeye başladı. O hiçbir zaman sevgilinin43 cilve ve azarlamasından da çekinmedi.

  51-Gülün bulunduğu yerlerde bir süre dolaşıp duran bülbül, aşk ateşi ile öyle bir kavruldu ki, kebaptan farkı kalmadı.44

  52-Bülbül aşk arzusunu o kadar yüceltti ki, ancak gülün ağzından çıkan iknâ edici cevaptan sonra teskin oldu.45

  53-Gülün utancından dolayı yanağından süzülen çiy tanelerinin yer yer yeşillik üzerine dökülmesi âşıklara büyük bir müjde olarak yeter.46

  54-Yiyip, içip eğlenilen bu zamanda meclisin sevgiliden, kadehlerin de aşk şarabından boş olması uygun değil.47

  55-Yeni açmış gül, yeşilliğin ortasında otağını kurdu. Artık o, gül renkli nârin yanağına da allık çekti.

  56-Yeni açmış bir güle duyduğum hasretin dışında hiçbir arzu beni gül bahçesine doğru çekmez.

  57-Senin aşkının kaygısı beni taptaze goncaya ve büyüleyici nergise tutkun hâle getirdi.48

  

  

  

  43-Mısradaki “Sevgili” gül anlamında kullanılmıştır.

  44-“Kebâb” kelimesi daha çok ateşte kızartılmış et parçası için kullanılmaktadır. Bu kelimenin bülbül hakkında kullanılmış olması onun güle olan arzu ve iştiyakının derecesini ifade etmek içindir.

  45-Bülbül ile gül arasındaki münasebet, âşıkın mâşukuna karşı duyduğu arzu ve iştiyakı dile getirmesi bakımından bu tür manzûm eserlerde bolca kullanılmıştır.

  46-“Çiy”, özellikle sabah vaktinde yapraklar üzerinde biriken su damlacıklarına denilmektedir. Şair “Hüsn-i Ta’lil” yaparak çiy tanelerini gülün yanağından süzülen gözyaşına benzetmektedir. Gülün yanağından yaşlar süzülmesi onun biraz insafa geldiği anlamı taşıdığından bu durum aşıklar için de müjde özelliği arz etmektedir.

  47-“Yiyip içip eğlenilen zaman” la bahar, “sevgili” ile de gül kastedilmektedir.

  48-Şâir aslında güle aşıktır. Ancak henüz gül açmamış olduğundan ona olan arzusunu gonca ve nergis ile teskin etmektedir.

  

  75

  

 


75
Önceki                  Sonraki