1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85 



  43-Gönülleri yaralayan saz çalan o güzel, can ipliğini sâza bağladığı için onun gelişi ile herkesi meclise celb etmesi tuhaf karşılanmamalı.37

  44-Taze açmış gül, yeşilliğin ortasında otağını kurdu. Artık o, gül renkli nârin yanağına da allık çekti.

  45-Bu günde yeşillik, sekiz kapıdan38 açılmış durumdadır. Müjdeler olsun ki, nergis de uyanıp gözünü uykudan açtı.

  46-Engel koymak suretiyle yabancıların girişini yasakladı. Ancak bu yasak dostların gelip gitmesine mâni olmaz. Dostlar gül bahçesine izinsiz girip çıkabilir.39

  47-Yeşilliğin gölgesinden gelerek40 bu gün sultanın başına taç olan gül, gökkubenin dört bir tarafından bütün ufuklara hoş bir parlaklık yaydı.

  48-Sabâ rüzgârı, gül goncasından gelen müjde ile öyle bir coştu ki, acele gidişinden dolayı ayağı bile yere değmez.41

  49-Ey ayrılık çeken ve ey sesi gönülleri okşayan bülbül, biraz acele et ki, gül nerdeyse örtüsünden kurtulup açacak.42

  

  37-“Gönülleri yaralayıcı saz çalan güzel” ifadesi ile bülbül kastedilmektedir. “Can ipliğini saza bağlaması” ile bülbülün yanık yanık ötüşü ve gönülleri tesiri altına alması dile getirilmektedir. Bu öyle bir tesir ki, herkesi karşı konulmaz bir iştiyakla gül bahçesine doğru çekmektedir. Onun için, böylesine büyüleyici bir etki karşısında herkesin gül bahçesini doldurmasına şaşmamak gerekir.

  38-“Sekiz kapı” ifadesi ile Cennet’in sekiz katı kastedilmektedir. Yeşillik ile Cennet arasında bir ilişki kurulması, bahardaki güzelliğin ifade edilmesinde bir mübalağa ve merâmı pekiştirmek içindir. Nergis çiçeğinin uykudan uyanarak gözünü açması ile baharın başladığı anlatılmaktadır. Şâir, baharın gelişini nergisin gözlerini açması ile dile getirmekte ve bunu müjdelemektedir.

  39-Gül bahçesinin yapraklarıyla her tarafı örterek dikenlerini çıkarmasını şâir, gülün kendisini düşmanlarına karşı muhafaza altına alması şeklinde yorumlamaktadır. Ancak; gülün kapısı yine de dostlarına her zaman açıktır.

  40-“Gülün yeşilliğin gölgesinden çıkıp gelmesi”, tomurcuk halindeki gülün başlangıçta yeşillikten ayırt edilememesi ve çimenlerin içerisinden yükselerek olgunluğa ulaşması anlamındadır.

  41-Yeni açan gül goncası kokusunu her tarafa yayabilmesi için sabâ rüzgârına muhtaçtır. Diğer taraftan sabâ rüzgârı da letâfetini büyük ölçüde gülden aldığı kokuya borçludur. Şair burada; sabâ rüzgârının seherle birlikte esmeye başlamasını, gül goncasının açılmasını haber alır almaz büyük bir sevince kapılarak ondan gelen dâvete süratli bir şekilde koşup gitmesi şeklinde değerlendirmektedir.

  42-“Gülün örtüden kurtulması”, kendisini çevreleyen kabuğunu atarak açması anlamındadır. Böylesine mutlu bir ana yetişmek için biraz acele etmek gerekir.

  74

  

  

 


74
Önceki                  Sonraki