1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85 



  taşımaktadır. Günümüz Türkçesine yakınlığı nedeniyle şiirin kafiyesi korunarak bazı deyimler dışında bu günkü söyleniş şekliyle yazılmıştır. Açıklanması gereken hususlar ise aynı sahifenin alt kısmında dipnot olarak verilmiştir. Şairin ele aldığı değişik konulara göre 20 bölüm ve 392 beyitten meydana gelen KULAK KÜPESİ'nin her bölümü bir dua ile sona ermektedir. Eserinden iyi bir tahsil gördüğü anlaşılan Hafız Yusuf Efendi'nin kitabının giriş bölümündeki;

      Vezn-i mevzunu hem kıymeti yoktur.

      Ucuz olursa mal müşteri çoktur.

  şeklindeki beyti daha çok mütevazilik ifadesi taşımaktadır. Hafız Yusuf'un çok küçük yaşlardan beri şiirler söylediği, zaman zaman arkadaşlarıyla birlikte atışma  yaptığı da söylenmektedir. Hatta bir defasında kendi nesepleriyle övünen arkadaşlarına Hafız Yusuf;

      İftihar etmem neseben ne zâdeyim.

      Belenoğlu Hafızım baldırı çıplak zâdeyim.

  şeklinde cevap verir.

      Hafız Yusuf Efendi'nin Kulak Küpesi adlı eseri, 20. asrın başındaki içtimaî durumu yansıtması bakımından istifade edilebilecek bir özellik taşımaktadır. Eserin muhtevasından şairin, şiirlerini yaşça olgunlaştığı bir dönemde yazdığı anlaşılmaktadır. Şairin başka basılmış manzum eserlerinin olması da muhtemeldir. Ancak biz "Kulak Küpesi" ismini verdiği eserinden iki nüsha bulabildik.

      Bu kitapta yer alan diğer şairimiz Şakir Âgâhî Efendi, Rize'nin Eminettin Mahallesindendir. Hacı Memiş Ağa'nın oğlu olan Şakir Âgâhî H.1254 (Miladi: 1839) yılında Rize'de doğdu. İlk tahsilini memleketi olan Rize'de tamamladıktan sonra İstanbul'a giden Şakir Âgâhî Efendi, Fetvâ Emini Nuri Efendi'nin derslerine devam ederek icâzet-i ilmiye aldı. Tedricen Bilâd-ı Hamse payesine kadar yükseldi. Beş belde anlamına gelen "Bilâd-ı Hamse" tabiri o dönemde İstanbul, Bursa... gibi beş büyük vilayeti ifade ediyordu. Bilâd-i Hamse payesine yükselenler Devletin beş büyük vilayetinde

  4

  

 


4
Önceki                  Sonraki