1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103  104  105  106  107  108  109  110  111  112  113  114  115  116  117  118  119  120  121  122  123  124  125  126  127  128  129 



  “Kimini” lakabiyle anılan 50-60 yaşalarında kısa boylu, kırmızı yüzlü bir Anzerli vardı. Şairlikte, koşmada o zamanlar üstüne hemen hemen şair yok gibi idi. Kimini’nin bir eşeği vardı. Oğlu Mehmet eşeği ile beraber Of’un pazarına gider, oradan yün, kabak, kabak çekirdeği v.s. şeyler alır, eşeği yükler Rize’nin pazarına getirir satardı.

  

  Kimini her yaz çoluk çocuğu ile Anzer yaylasına çıkar, yazı Anzer’de geçirirdi. Eşeğini yaylaya götürmez, Rize’de bırakırdı. Başsız kalan eşek, mahallede onun bunun bahçesinden karnını doyurur, akşam olunca ahırına dönerdi. Bir gün eşek, büyük dedemin bahçesine girmiş, lahanaları yiyorken Ekşoğlu Şahbender dedem, eline irice bir davlu(1-) aldığı gibi eşeğe o kadar vurur ki eşek anıra anıra acısından daha yakın olan Anzer’li Salih’in kapısına zor düşer ve orada geberir. Anzerli Salih de çoluk çocuğu ile Anzer’dedir. Eşek salih’in kapısında uzun zaman kalır, kokmaya başlar. Kokusundan kahveye gidenler ve mahalleli bizar olurlar. Hiç kimse eşeği oradan kaldırmaya yanaşmaz. , sabah akşam kahvede Kimini’nin eşeği konuşulur. Bazan kötü bir dille ve bazan şakavarı, neşeli bir dille her akşam eşeğin durumu tartışılır. Mahallelinin dilinde Kimini’nin eşeği destanlara, koşmalara konu olur. Çok şakacı, onu bunu birbirine gülmek olsun diye takan, sonra her işin altından kolayca sıyrılan annemin babası (Hacioğlu Ali Reis) Ali dedem, bu işi ele alır ve karar vererek, o zamanki adıyla, “Haldoz” yeni adıyla Portakallık Mahallesinde yaşayan, kısa boylu, çok şişman, koşmaları ve düğünlerde atma türküleri ile meşhur, şair “Şuşuka”ya gider.(2-) Eşeğin başına gelenleri duymayan yoktur. Yaz bitmiş, Kimini’de Anzer’den dönmüştür. Ali Reis Şuşuka’nın evine girer girmez, Şuşuka işi çakar ama belli etmez.

  

  “Hayırdır inşalah Ali Reis, sen böyle vakitsiz uğramazdın” der Şuşuka. Mutlaka bir derdin vardır. Ali Reis:

  70

  

  

  1- Davlu: bir metre kadar boyunda odun parçası

  2- Burada ismi geçen Şuşuka’nın İpsiz Recep’in ablası Şuşuka Aba olması çok muhtemel görünmektedir. Kaynak: Süleyman Kazmaz: Milli Mücadele’de İpsiz Recep.

 


71
Önceki                  Sonraki