Kalktı cemaat ettiler cenazemi kıldılar
            Ölmüş iken gene sardı dört yanımı pireler
    
    Kurdular sandalyeleri odada oturdular
    Vurdular davul zurnayı dünyayı baturdular
    Çıkamadum ellerinden işimi bitirdiler
    Koliva(1-) gibi ettiler her yanımı piriler.
    
    Evvel öyle günde idim kokardım bir gül gibi
    Bir mecliste oturanda söylerdim bülbül gibi
    Şimdi ellerim koynumda gezerim sefil gibi
    Yaktı göğe çıkardılar dumanımı pireler
    
    Hilmiyan’ın gece gündüz artar derdi elemi
    Söyler kayıtsız sözleri hep güldürür alemi
    Geldi pire mollaları ellerinde kalemi
    Hem okudu hem yazdılar destanımı pireler(2-)
    
    
    NAFİYE HANIM’IN DESTANI
    
        Setoz karyesinde ( bu gün Kıbledağı Köyü) Hacizade Memiş Ağa’nın Kerimesi merhum ve ma’ğfur Nafiye Hanım’ın destanı. Bu Destan da Hilmiyan Mahlasını kullanan Rahim Eifendi tarafından yazılmıştır. Bir rivayete göre Nafiye Kıbledağı köyünden Ulucami köyüne gelin gelecekti. Düğünün yapılacağı gün ölmüştür.(3-) 
    
    Baktım bağ içinde açılmış güller
    Elim ile veremedim ağlarım
    Bakar güle hasret çeker bülbüller
    Bu ne iştir bilemedim ağlarım
    
    104
    
        1- Koliva gibi ettiler: Mısır gibi pişirip kabarıklı hale getirdiler.    2- Güneysu Ulucami Köyünden bir vatandaş tarafından rivayet edilmiştir.    3- Ben bu Nafiyenin babası Hacizade  Memiş Ağanın mezarını, Kıbledağı köyünün Çağla mevkiinde bir evin bahçesinde gördüğümü hatırlıyorum.    
 
 105  |