1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71 



  

  Hatice’nin kardeşine defalarca yemin ettirip durumu anlattılar ve yardımını istediler. Süleyman’a mektup yazıp ona ulaştırmak istiyorlardı. Hatice’nin kardeşi, İstanbul’da bulunan bir arkadaşına mektup yazacak, o da mektubu Süleyman’a ulaştırmaya çalışacaktı. Sır gibi saklansa da Süleyman’ın nerde olduğunu bilen birisi bulunmuştu. Süleyman, İstanbul Topkapı’da bir şişe cam atölyesinde çalışıyordu.

  Bu sıkıntılı durum konusunda ilk adımı Şaziye attı ve mektup yazılıp iki kat zarfa konuldu; tanıdık bir gemiciyle İstanbul’a gönderildi. Mektup adreste yazılı bir bakkala bırakılacak ve onu alacak olan kişi zarfı açıp kendisine yazılan kısmı okuduktan sonra gerekeni yapacak, Süleyman’a gönderilen mektubu ona ulaştırmaya çalışacaktı. Bütün bu işlerde gizliliğe riayet edilecekti. Şaziye’nin bu teşebbüsü duyulursa mektup işine bulaşan herkes bundan büyük zarar görürdü.

  Mektup yerine ulaştı. On beş gün sonra Hatice’nin kardeşi heyecanla ablasına şu haberi ulaştırdı: Süleyman, sonraki gece Şaziye’yi evden alacak ve ertesi gün Trabzon’dan binecekleri bir otobüsle İstanbul’a gideceklerdi. Aynı gün Trabzon’dan İstanbul’a bir vapur da hareket ediyordu ama Süleyman, daha güvenli diye Trabzon’dan otobüsle gitmeyi düşünmüştü.

  Hatice, habere hem sevindi hem de içini bir korku sardı. Şaziye, belki kurtulacak ama kabak kendi başına patlayacaktı. Çünkü Şaziye’nin ondan başka konuştuğu ve arkadaşlık ettiği kimse yoktu. Bütün olup bitenler ondan bilinecek, onun yardımı olmadan bu işin olamayacağı anlaşılacaktı.

  

  47

  

 


47
Önceki                  Sonraki