kaybeden halk, erkek çocuklarını askere göndermeden evlendiriyor ve askerlikten önce de birkaç erkek evlat sahibi olmalarını istiyordu.

Hediye, kocasına peş peşe iki erkek çocuk verdi. Murat’ı topallığı yüzünden askere de almamışlardı. Arazileri çoktu. Evde yeme içme sıkıntısı çekilmezdi. Kocasının para getirecek küçük bir işi bulunuyordu. Murat’ın bir atı vardı ve onunla bir nevi nakliyecilik yapıyordu. İmkânı olanlar, çarşıdan satın aldıkları ağır eşyayı atla taşıtırlardı.

Murat, atıyla nakliyecilik yapıyor ve nakliyecilikten birkaç kuruş kazanıyordu.

Murat’ın arazisi çok, mısır tarlaları da genişti. Aile, ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, fazla gelen mahsulü ineklere ve öküze yedirirdi. Köylerinde genellikle tek öküz beslenir, tarlayı öküzle sürmek için ise ya komşunun öküzü ödünç alınır ya da öküz sahibi ile tarla sürmede ortaklık edilirdi.

O yılın mayıs ayı gelmiş ve Murat da mısır tarlalarını sürmek için ortaklık edeceği komşusuna haber göndermişti. O sabah komşu oğlu Ali, öküzüyle gelerek koşum için hazırlıkları tamamlamış ve erkenden tarlaları sürmeye başlamışlardı.

Hediye, evin yemek işlerini tamamen üstlenmiş görünüyordu. Kaynanası, Hediye’nin ev işlerindeki becerisini keşfetmiş, onu evin yemek işleri ve temizliğine memur etmişti. Hediye’nin ayrıca bebekleriyle de ilgilenmesi gerekiyordu.

Her gün ilk yapılacak iş, ekmek pişirmek için hazırlık yapmaktı. Hediye de o sabah önce ekmek pi-

şirmek için hazırlık yaptı, sonra da misafirleri olduğu