1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71 



  saktı. Ayrıca kadınların başları açık, ayakları çarıklı olmalıydı. Şehrin giriş noktalarında önlem alınıyor; insanlar, jandarmalar tarafından sık sık kontrol ediliyordu.

      Satılacak ne yağ ne mısır ne de yetiştirilen herhangi bir ürün vardı, eve para getirecek hiçbir imkân yoktu. Evin ihtiyacı olan tuzu temin edecek, belki bir yaşmak veya bir bakır güğüm alacak kadar bir gelir elde edebilmenin yolu, kendir bezi üretmekten geçiyordu. Bunun için de kendir bezi üretebilecek beceriye sahip olmak ve bir yıl boyunca çalışmak gerekiyordu. Çünkü kendiri ekip yetiştirmek, bunu iplik haline getirmek, pamuk ipliği ile katıp dokumak için en az altı aylık bir zamana ihtiyaç vardı. Aileler bu sayede giyeceklerini de dokumuş oluyorlardı. Önemli ihtiyaçlardan biri de kefen beziydi. Kefen bezi, yatak çarşafı, peşkir gibi ihtiyaçlar da yine kendir dokumalarıyla karşılanmak durumundaydı. Yoksulluk artmış durum türküde söylendiği gibi bir hal almıştı: “Kalçasını soyardı sert kanaviçe donu” veya “Baban çarık giyerdi bunları unuttun mu?”                            Zamanın en büyük sorunlarından biri de eşkıya korkusuydu. Düşmanlıkla birbirini yaralayan veya öldüren suçluların ve asker kaçaklarının hükümet güçlerine yakalanmamak için dağa çıkması ve bunların aç kalmamak için soygun ve hırsızlık gibi adi işlere tevessül etmeleri halkı büsbütün karamsarlığa sevk ediyordu. Hiç kimse değerli bir eşyasını yani kazmasını, bakır eşyasını bir gece olsun evin dışına bırakamazdı. Bir güğüm çalınsa bunu yerine koyacak hiçbir imkân yoktu. Güğümsüz de yaşamak mümkün değildi.

  

  18

  

 


18
Önceki                  Sonraki