1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51 



  375- Muhammed Allah’ın elçisidir. O’nun beraberinde bulunanlar, inkârcılara karşı sert, birbirine merhametlidirler. Onları rükûa varırken, secde ederken, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk dilerken görürsün. Onlar, yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar. İşte bu, onların Tevrat’ta anlatılan vasıflarıdır. İncil’de de şöyle vasıflandırılmışlardı: Filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Allah böylece bunları çoğaltıp kuvvetlendirmekle inkârcıları öfkelendirir. Allah, inanıp yararlı işler işleyenlere, bağışlama ve büyük ecir vaat etmiştir. 48/29

  376- Ey İnananlar! Allah’tan ve Peygamberinden öne geçmeyin; Allah’tan sakının; doğrusu Allah işitir ve bilir. 49/1

  377- Ey İnananlar! Seslerinizi, Peygamberin sesini bastıracak şekilde yükseltmeyin. Farkına varmadan, işlediklerinizin boşa gitmesi için, Peygambere birbirinize bağırdığınız gibi yüksek sesli bağırmayın. 49/2

  378- Ey İnananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz. 49/6

  379- Eğer müminlerden iki topluluk birbirleri ile savaşırlarsa aralarını düzeltiniz; eğer biri diğeri üzerine saldırırsa, saldıranlarla Allah’ın buyruğuna dönmelerine kadar savaşınız; eğer dönerlerse aralarını adaletle bulunuz, adil davranınız, şüphesiz Allah adil olanları sever. 49/9

  380- Şüphesiz müminler ancak kardeştirler; öyleyse dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah’tan sakının ki size acısın. 49/10

  381-Ey İnananlar! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır. Tövbe etmeyenler, işte onlar zalimdirler. 9/11

  382- Ey İnananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır.? Ondan tiksinirsiniz; Allah’tan sakının, şüphesiz Allah tövbeleri daima kabul edendir. 49/12

  383- Ey İnsanlar! Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Allah bilendir, haberdardır. 49/13

  384- İnananlar, ancak Allah’a ve peygamberine inanmış, sonra şüpheye düşmemiş; Allah uğruna mallarıyla canlarıyla cihat etmiş olanlardır. İşte onlar doğru olanlardır. 49/15

  

  KAF SÜRESİ ( Mekke’de nazil olmuştur. Nüzul sırası: 34)

  385- Onlara: “ İşte bu cennet, Allah’a yönelen, O’nun buyruklarına riayet eden; görmediği rahmandan korkan, Allah’a yönelmiş bir kalple gelen sizlere, hepinize söz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur.” denir. 50/ (32,33,34)

  386-( Ey Muhammet!)Söylediklerine sabret; Rabbini güneşin doğmasından önce ve batışından önce överek tesbih et. 50/39

  387- Geceleyin ve secdelerin ardından O’nu tesbih et. 50/40

  

  

 


35
Önceki                  Sonraki