1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  

  

  

  ZEKÂT/SADAKA ALANINDA YAPILAN İÇTİHATLARA ÖRNEKLER

  

  Eğer /zekât/sadakalar meselesini muamelattan saymaz, iman ve ibadetler konusu gibi içtihada kapalı tutarsak, bir de sahabeler ve ilk halifelerin bu alandaki içtihatlarını kutsallaştırırsak, zekt/sadakalar konusunda ilk uygulama örnekleriyle sınırlı kalır, yeni pozisyonlara ayak uyduramayız. Yani deveden, koyundan, buğday ve hurmadan zekât alır, diğer gelirlerin ve zenginliklerin sadakalar kapsamında olmadığını söylemek zorunda kalırız. Bu durumda devesi, ineği, koyunu ve buğdayı veya hurması olmayan zekât/sadaka vermekten muaf olur. Çünkü Peygamberimiz(s.a.s)in görevlendirdiği zekât memurları bu sayılan mallardan zekât almışlardır. Hatta ilk halifelerin zekâtla ilgili olarak kıyas yoluyla yaptıkları bazı içtihatları da

  dine ilave olarak kabul etmek durumunda kalabiliriz. Ama iş böyle değildir. İlk halifelerin ve sahabeler devri müçtehitlerin yaptığı içtihatlar, bir hukuku boşluğu doldurmak üzere yapılmış ve dinden sayılması mümkün olmayan görüşler olmalıdır. Zekât/sadakalar sahası, namaz ve oruç gibi değildir. Namaz ve oruç sahasında içtihat yapılamaz ve yapılırsa dine müdahale veya dine ilave sayılır.

  Bizim kanaatimize göre sadakalar konusu içtihada açık bir konudur ve Peygamberimiz(s.a.v.)in uygulamaları da zekât/sadaka sahasındaki kendi içtihatlarıdır.

  Peygamberimiz(s.a.v) içtihatta bulunduğu gibi, onun sahabeleri ve sonra gelen âlimler de içtihatta bulunmuşlardır.

  

  75

  

 


75
Önceki                  Sonraki