Burada söylenmek istenen şudur: Eğer bu mallar insanlara dağıtılırsa bir takım insanlar bu yolla zengin edilmiş olur.
4- Haraç ve Cizye: Haraç ve cizye aslında fey’ denilen gelirlerin birer alt bölümüdür.
A) Haraç: Müslüman olmayanların üzerinde yaşadıkları araziler karşılığı ödedikleri vergilerdir. Haraç vergisi de iki türlü uygulanır: Ya arazinin büyüklüğü ve verimliliği göz önünde bulundurularak senelik belli bir miktar vergi alınır; ya da mahsulün onda biri peşin olarak tahsil edilir. Bazen onda birler (öşür) üçte bire kadar yükseltilir.
Aslında Gayr-ı Müslimlerden mahsul vergisi olan öşür ile hayvan vergisi alınmaz. Eğer Beni Tağlip Hıristiyanlarından alındığı gibi mahsul ve hayvan vergisi alınırsa bu gelirler haraç hükmündedir. Haraç ve cizyelerin harcandığı yere harcanır.
B) Cizye: Müslüman olmayan yetişkin erkeklerin verdikleri kişi başı vergidir. Şehirlerde yaşayan serbest meslek sahibi olan sanatkârlar, hekimler ve bazı ticaret erbabı da bu vergiyi verirler. Hz. Ömer bunlar için durumlarına göre kişi başına 48, 24 ve 12 dirhem vergi takdir etmiştir. Ayrıca haraç veren arazi sahipleri cizye vergisi de verirler.
5-İslam devletlerinin, ticaret mallarından, define ve madenlerden, gümrüklerden ve denizde çıkan ürünlerden aldığı vergiler de bulunmaktadır.
Burada bizi ilgilendiren hususlardan biri şudur: Zekât/sadakaların diğer vergilerden bir farkı var mıdır?
Kuran’da açıkça belirtilmiş olmamakla birlikte, uygulamalardan anladığımız kadarıyla zekat/sadaka Müslü-manlardan alınan verginin adıdır. 9/60 ayetinde gösterilen
23
23 |