aynı hükmü icra ettiler. Bahreyn ve Taif için de hüküm aynıdır.” (Haraç Tercümesi.Sayfa: 121)
Yani Bahreyn’den Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer zama-nında gelen mallar burada yaşayan Hristiyanlara ait öşürlerdi. Çünkü buradan gelen mallara zekât/sadaka muamelesi yapılmamış ve Medine halkına zengin fakir demeden dağıtılmıştır.
Ebu Yusuf öşür ve haraç arazilerinin tarifini şöyle yapmaktadır:
l)“Arap memleketleri dışında kalan memleketlerden halifenin zorla aldığı ve sahiplerine terk ettiği her toprak haraç arazisidir. Eğer sahipleri elinde bırakmaz da fethedenlere taksim ederse öşür arazisi olur.”
“Sulh yoluyla alınan ve ahalisi zimmi olan her arazi ise haraç arazisidir.” (Haraç tercümesi. Sayfa: 121)
Ebu Yusuf bir başka yerde ise şunları söylüyor:
Arap beldelerinin dışında halifenin zorla aldığı ve sahiplerine terk ettiği araziler haraç arazileridir. Sulh yoluyla alınan memleketlerin vergileri onlarla varılan anlaşmaya bağlıdır. Devletin eline geçen boş araziler geri alınmamak üzere Müslümanlara dağıtılır ve bunlar da öşür arazisi olur.
m)Ebu Yusuf, “zekât ve sadakalar” başlığı altında sadece hayvanların zekâtından bahsetmektedir: Koyun, deve, sığır, kısrak gibi. İşte kullanılan deve ve öküzlerin zekâtı yoktur. (Haraç tercümesi. Sayfa 130 ve devamı.)
n)Ebu Yusuf, Ebu Hanife’ye göre “Kuzulara zekât lazım gelmez” dedikten sonra “bana göre zekât lazım gelir.” demektedir. Haraç tercümesi. Sayfa 136)
o)Ebu Yusuf, koyun, deve, sığır ve kısrağın zekâtı hakkında, Peygamberimiz(s.a.v.)in yanında her zaman
bulundurduğu bir kitabının olduğunu duyduğunu söyledikten
42
42 |