1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



   93

  

  Hırsız mal sahibine şöyle cevap verir:

  Ne kızıyorsun? Yemiş Allah’ın yemişi, ben de Allah’ın kulu. Allah’ın kulu Allah’ın yemişini yiyor der. (Kedinin ortada duran ciğeri çalması gibi, cebriyeci bir mazeret ileri sürer.) Mal sahibi bu cevap karşısında hırsızı ağaca bağlar ve bir sopa alıp iyice döver.

  Hırsız ne dövüyorsun? diye sorar.

  Mal sahibi şöyle cevap verir:

  Ne soruyorsun? Allah’ın sopası Allah’ın kuluna vuruyor.

   Bu kıssa ile hırsızın suçlu olduğu eyleminden dolayı da sorumlu olduğu ifade edilmeye çalışılıyor. Cebriyyeci görüş bir nevi alaya alınıyor.

  Mevlana yukarıdaki fıkra ile insanın sorumluluğunu sıradan insanların anlayacağı dilden anlatmak istemiştir.

  2-Mevlana’nın İlm-i kelâmcıların kavramlarını kullanarak meseleye bakış açısına gelince:

  Mevlana bir yandan insanı, diğer canlılar gibi yaptıklarına mecbur kabul eden Cebriyyeci görüşe karşı durur, diğer yandan da “Kul fiilinin halikidir.” diyen Mu’tezileyi reddeder.

  Mevlana Cebriyyeci görüşü, kovulan şeytan’ın ağzından şu şekilde ifade ediyor ve Tanrıya sesleniyor:

  Kötüyse sen işledin, hepsi senin işin; puta tapanın da, Hırıstiyanlarla Yahudilerin de yaptıkları, senin işin.

  Beni yoldan çıkaran sensin, muradın buymuş senin; ben de öyle bir iş işleyeyim ki halktan bir tek övülecek kişi görmeyesin. (Divan-ı Kebir 3.Cilt 990 ve 991. Beyitler)

   Mevlana, Ehl-i sünnet alimleri gibi düşünmekte ve insanların hürriyeti ve iradesi sınırlıdır görüşünü paylaşmaktadır. İnsanoğlu yaptıklarından sorumludur.

      3-Mevlana’nın asıl duruşu bu da değildir. Mevlana ilm-i kelâmcıların kavramlarıyla meseleye bakmamaktadır.

  

 


93
Önceki                  Sonraki