1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  24

  

  Kaderiyeye ait görüşlerin Emevîler zamanında mah-kûm edilmek istenmesinin siyasi nedenleri vardı.

  Onlar insanların yaptıklarından dolayı sorumlu tutulacaklarını ileri sürüyorlardı ki bu yöneticilerin hoşuna gitmiyordu. Yöneticiler, yaptıkları hatalar ve işledikleri kötülüklerin Allah’ın onlar hakkında ezeldeki bir yazısı olduğunu söylüyor ve kendilerini halk nazarında temize çıkarmaya çalışıyorlardı. Bu nedenle, sorumluluğa vurgu yapan Kaderiyenin ilk temsilcilerinden Cuhenî, miladi 699 yılında öldürülmüş ve onun görüşlerini takip eden Gaylan

  ed-Dımeşkî de Emevi hükümdarı Hişam bin Abdülmelik tarafından önce dili ve sonra da başı kesilerek idam edilmiştir (İslam Ansiklopedisi). Siyasetin inanç konularına müdahalesi, Emevîler zamanıyla sınırlı kalmamış, Abbasiler de Mü’tezile görüşleri lehine tavır koymuştur. Hatta “Halk-ı Kur’an” meselesinde Mu’tezileye muhalefet eden bazı Ehl-i sünnet alimlerinin, devlet tarafından cezalandırıldığı, Şiilere mahsus bazı inançların da her zaman siyasetin gündeminde olduğu bilinmektedir. Teorik planda tartışılması gereken bir alan olmasına rağmen, işin içine siyasetin karıştığı, yorumların siyasi tutumlar doğrultusunda şekillendiği görülmektedir. Siyasetin dinî inançların ve mezheplerin taraftarı olması, bazı inançları baskı altında tutması, sadece Emeviler ve Abbasiler Dönemine has bir şey değildir; dünyanın bir çok yerinde ve başka, başka dinî topluluklarda da devletlerin mezheplere karşı tavır aldığı, bazı dinî anlayışları da desteklediği tarihi bir gerçektir.

  Kaderiyye veya Mu’tezilenin düşmanı sadece Cebriyye değildir. Ehl-i sünnet de bu mezheplere karşı tavır almış ve düşmanlık beslemiştir.

  Maturidî; Cebriyye ve Mu’tezile karşısında Ehl-i sünnet inancının orta bir yolu temsil ettiğini söylemekte, Cebriyyenin görüşlerine saldırdığı kadar Mu’tezilenin

  

 


24
Önceki                  Sonraki