1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  26

  

  Çünkü Kaderiyye ve Mürcie fikri akımlarının Peygamberimiz (s.a.s)ın yaşadığı yıllarda ortaya çıkmış olması ve Müslümanlar arasında tartışılır bir duruma gelmesi zayıf bir ihtimal gibi görülmektedir. İtikadî mezhepler ve bilhassa irade özgürlüğü üzerindeki tartışmalar, Hz Osman’ın öldürülmesi, Hz. Ali ile Hz. Ayşe taraftarlarının savaşması (Cemel Savaşı), yine Hz. Ali ile Hz Muaviye’nin savaşması (Sıffın Savaşı) gibi iç meseleler sonunda ortaya çıkmıştır. Bu savaşlarda öldürülen Müslümanlar konusunda şöyle denmiştir: “ İnsan, öldürme fiilini işlerken hür bir iradeye sahip midir, yoksa Allah’ın kaderine mi boyun eğmektedir?” İşte bu soruların cevapları üzerine yapılan tartışmalar, insanın irade özgürlüğüne sahip olup olmadığını gündeme getirmiş ve İslam coğrafyasında itikadî mezheplerin teşekkülüne zemin hazırlamıştır.

  Diğer yanda Maturidî, Kaderiyyenin görüşlerini şu şekilde özetlemektedir: “Kaderiyye ise fiillerin yönlen-dirilmesini O’ndan nefyedenler demektir, bu sonuncular fiillere ait bütün yönetimi yaratıklara vermiştir. Öyle ki âlemin oluşup tamamlanması, yaratıkların yönlendirmesi ve yönetmesiyle gerçekleşmiştir; onlar öldürmüş, onlar yaşatmıştır.” ( Kitabü’t-Tevhîd. Bekir Topaloğlu Tercümesi. Sayfa: 407)

   Maturidî, Kaderiyye deyiminin kaynağı konusunda onlar “Kaderi Allah’tan nefyeden” dedikten sonra şunları ilave ediyor: “Onlar kendi fiillerinin kaderini kendi ellerinde görürler, diğerleri ise bunu Allah’tan bilir.” Demek istiyorlar ki kader denilen şey yoktur.

  Yukarıda tırnak içine aldığımız ifadeler Maturidi’nin Kaderiyyeye bakış açısını göstermektedir. Gerçekte Kaderiyye o şekilde mi düşünmektedir? Yoksa bunlar muarızlarının ona yükledikleri kusurlar mıdır? Bunu tam olarak bilemiyoruz. Çünkü Kaderiyye ve Mu’tezilenin ilk

  

 


26
Önceki                  Sonraki