1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



   35

  

  F) LEVH-İ MAHFUZ KAVRAMININ MESE-LEYE DAHİL EDİLMESİ

  

  Sorumluluk gerektiren eylemlerde, irade hürriyetinin varlığı söz konusu olduğunda Ehl-i sünnet alimlerinin en zor sorunu şuydu:

  Maturidi, Ebu Hanife’den (öl:150) naklettiği bir hususu şu şekilde ifade ediyordu:

  ‘Allah sonsuza kadar vuku bulacak şeyleri olacakları gibi bilmiştir. Ve Allah her şeyin ezelde bildiği gibi gerçek-leşmesini dilemiştir.’ (Kitabu-t-tevhîd. Bekir Topaloğlu tercümesinin 388. sayfası)

  Bu sözü kulların fiilleri açısından ele alırsak şöyle denebilir: Allah kulların fiillerini önceden bilmiş ve bildiği gibi gerçekleşmesini dilemiştir.

  Bu çetin meselede, insanların fiillerinden dolayı sorumlu olacaklarını izah babında, bu kitabın Cebriyye bölümünde geçtiği şekliyle Hasan El- Basri (Öl: 110) şöyle söylüyordu:

  Önce Cebriyyenin bu konudaki görüşünü görelim sonra da Hasan El-Basrı’nın buna cevabını:

  Cebriyye şöyle diyordu: “Allah insanların kafir olacağını elbet bilmektedir. Artık onların iman etmeye güçleri yetmez. Çünkü Allah’ın bilmesi buna manidir.”

  Hasan El-Basri’nın cevabı da şu şekildeydi:

      “Allah onların tutkularına tabi olmaları sebebiyle küfrü seçtiklerini biliyordu. Keza Allah, onların küfrü kerih görmeleri halinde, ondan uzak duracaklarını da biliyordu. Zira onlar, Allah’ın kendilerini iman ve adalet konularında sınamak için sunmuş olduğu (seçme hakkını) kullanabilme kudretine sahiptiler.” (Mustafa İslamoğlu: Kader Risalesi ve Şerhi. Sayfa:159)

  

  

 


35
Önceki                  Sonraki