1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  8

  

       Bu kurtuluşa erecek olanlara fırka-i naciye ismi verilmiştir. Fıkra-i naciye kimdir? Ehli sünnet alimlerine göre, Fırka-i naciye kendileridir. Diğer yetmiş iki fıkra batıldır.

      Hicri altıncı yüzyılda yaşayan Abdülkadir Geylani isimli İslam alimi, bu 73 fıkrayı isimleriyle belirtmiştir. Ona göre Ehl-i sünnet bir taife, hariciler 15, Mu’tezile 6, Mürcie 12, Şia 32, Müşebbihe 3, Cehmiye, Necariye, Dirariyye, ve Kilabiye birer olmak üzere toplam olarak 73 taife.

      Bu konuda Peygamberimizden rivayet edilen yukarıdaki hadisin sahih olup olmadığını tartışacak ehliyette değiliz. Ama Abdülkadır Geylani’nın tasnifinin eksik olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü kendi devrinden sonra oluşacak mezhepleri dikkate almamıştır: Vehhabî mezhebi gibi.

      Şüphesiz ki her fırka yalnız kendilerinin doğru yolda olduklarını iddia eder. Ehl-i sünnet alimleri de Peygamberi-mizin ve onun ashabının yolundan gidenlerin yalnız kendileri olduğunu ileri sürerler.

      Peygamberimizden rivayet edilen bazı haberleri, mütevatır haber gibi görerek bunları imanın esaslarına dahil eden Ehl-i sünnet alimleri, Kur’anda yer almayan bazı gayb haberlerini inanç konusu yapmış ve bu noktalardan tartışılır duruma düşmüşlerdir. Örneğin gayb haberlerinden olan Hz İsa’nın yeniden dünyaya geleceği şeklindeki inanç Peygamberimizden rivayet edilen haberlere dayandırılmak-tadır. Kur’anda Gaybı yalnız Allah bilir denmesine rağmen.

      Hayret edilecek bir şekilde bazı alimlerin keşif yoluyla gaybı bilebileceklerine de inanılmaktadır. Buna Ehl-i sünnet alimleri de dahildir.

      Biz burada itikatla ilgili bütün mezhepleri inceleyecek değiliz. Konumuzu ilgilendirdiği kadarıyla Ehl-i sünneti ve

  Ehl-i sünnetin yakın muarızı olduğu Cebriyye ve Mu’tezile mezheplerini, sadece irade özgürlüğü noktasından ele alacağız.

  

 


8
Önceki                  Sonraki