1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71  72  73  74  75  76  77  78  79  80  81  82  83  84  85  86  87  88  89  90  91  92  93  94  95  96  97  98  99  100  101  102  103 



  

   91

  

  

  İRADE HÜRRİYETİ VE ÜÇ DÜŞÜNÜR.

  

  Ben bu kitabı yazmaya başlamadan önce, kelamcı ilim adamları ve Kur’an penceresinden bakarak kader üzerine bir kitap yazmak gibi bir niyetim yoktu. Zaten bu konuda kendimi de ehil görmüyordum. Benim niyetim, insanda irade hürriyetini kabul eden üç değerli düşünürümüzün irade hürriyeti konusundaki görüş ve düşüncelerini incelemek ve öğrenmekti. Görüşlerini öğrenmeye çalıştığım kişiler de tarih sırasıyla Mevlana, Pakistanlı Şair ve Düşünür Muhammet İkbal ve yakın tarih düşünürlerimizden Nurettin Topçu idi.

  Bu kişiler üzerinde yaptığım araştırmalar ve incelemeler, gerçekte hiç de münasebeti yokken beni kader kavramını incelemeye sürükledi ve yukarıdaki kitapçık meydana geldi.

  Şimdi ise irade hürriyeti konusundaki görüşlerini öğrenmeye çalıştığım bu üç düşünürümüzden kısaca bahsetmek istiyorum.

  İrade hürriyeti nasıl bir şey? Gerçekte irade hürriye-tinden bahseden herkes, irade denilen şeyin insanda bulunan bir güç ve kuvvet olduğunda müttefiktir.

  Bu gücün beden, ruh ve akıl mertebelerinde nasıl tezahür ettiğini şu örneklerle aktarabiliriz:

  İnsan tabiatı itibarıyla fiziksel olarak dinlenmeyi, hareketsizliği tembelliği sever. Oysa irade onu alır, en zor işlere sokar, dağ taş dolaştırır, yorar.

  

  

  

 


91
Önceki                  Sonraki