1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32 



  

  

  

  RAMAZAN SOHBETLERİ

  Orhan Naci AK (orhannaci@yahoo.com)

  

  24- TÜRKİYE DİYANET VAKFI

  

  Bu günkü yazımızda çok önemli bir dinî kuruluştan, 1975 yılında kurulmuş olan Türkiye Diyanet Vakfı ve onun hizmetlerinden bahsetmek istiyoruz.

  Türkiye Diyanet Vakfının kendi internet sitesinden öğrendiğimize göre, vakıf: Cami , Kur’an kursu binası ve müftülük hizmet binası yapmak, öğrencilere burs vermek , yoksullara ve düşkünlere yardım etmek, hac ve umre hizmetlerini organize ve desteklemek, dinî yayınlarda bulunmak, bu meyanda İslam Ansiklopedisi gibi dev bir eseri meydana getirmek, yurt dışındaki vatandaşlarımız ve soydaşlarımıza din hizmeti götürmek gibi çok önemli ve gerekli hizmetleri ifa etmektedir.

  Hepsi hayır ve hasenat cümlesinden olan bu hizmetlerin yerine getirilmesinde yardımcı olanların, maddi ve manevi olarak destekte bulunanların ne denli büyük bir iyilikte bulundukları ve sevap işledikleri ortadadır.

  Bilhassa bunlardan iki görevi çok önemsiyorum. Bu görevlerden biri, İslam Ansiklopedisi denilen dev bir eseri yayınlamak, ikincisi de yurt dışındaki vatandaşlarımıza din hizmeti götürmek.

  İslam Ansiklopedisi gibi bir eser, bilhassa İslam dininin doğru anlaşılması ve tanıtılması için çok önemli bir hizmet olmuştur.

  Vakfın yurt dışı hizmetlerine gelince, bu hizmetler, başta Avrupa, Balkanlar, Amerika Birleşik Devletleri ve kardeş Türk Cumhuriyetler olmak üzere 34 ülkeyi kapsamaktadır. Buralara cami, ve mescit yapımı ve din görevlileri gönderilmesi konusunda çok yerinde ve güzel hizmetler götürülmektedir. Bütün bu hizmetlerin artması, daha çok ülkeye hizmet götürülmesi, dinimizin doğru tanınması ve yaşanması için vakfın hizmetlerinin daha çok desteklenmesi gerektiği şüphe götürmez.

  Vakıf, her türlü bağış yanında zekât ve fitre de toplamakta ve zekât ve fitre altında topladıklarını Kur’an-ı Kerimde gösterilen sarf yerlerine harcamaktadır. Yani zekâtını vakfa verenlerin “acaba zekâtım yerini bulmuş mudur” diye bir endişeye kapılmalarına gerek yoktur.

  

  

  

  

 


25
Önceki                  Sonraki