RAMAZAN SOHBETLERİ

  Orhan Naci AK (orhannaci@yahoo.com)

  19- RİZE’NİN HAFIZLIK EĞİTİM MERKEZİ OLMASI

  Ülkemizde dinle ilgili sorunlarından biri de hafızlık eğitimi konusudur. Sekiz yıllık mecburi eğitim uygulaması, hafızlık eğitimini büyük ölçüde engellemiş oldu.

  İlimiz, eski olmayan bir tarihe kadar, Kur’an Kursları ve buralarda verilen hafızlık eğitimi konusunda çok önemli bir konumda idi. Türkiye’nin bir çok vilayetinden ilimize hevesli ve başarılı öğrenciler gelir, Rize halkının himayesinde hafızlık eğitimini tamamlayarak illerine dönerlerdi.

  Sekiz yıllık zorunlu eğitim, hafızlık eğitimi verilen Kur’an Kurslarına büyük bir darbe vurmuş olsa da fiziki alt yapı, tarihi tecrübe ve halkın yoğun ilgisi gibi avantajlar, Rize’nin yeniden hafızlık eğitim merkezi olması için uygun bir ortam oluşturur. Ayrıca Rize’de bir ilahiyat fakültesinin ve Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir hizmet-içi eğitim merkezinin bulunması göz önünde bulundurulduğunda, Rize, dinî eğitimin merkezi olma yolunda önemli bir üstünlük yakalar. Bütün bunlar ve halkın sıcak yaklaşımı hafızlık eğitimi için manevi bir iklim oluşturur.

  Hafızlık eğitimi, yani Kur’anı ezbere bilmek, dinî ilimler tahsiline önemli bir destek sağladığı gibi, imamlık görevinde de ayrı bir üstünlük temin eder.

  Günümüz şartlarında hafızlık eğitimi oldukça zor görünüyor. Çocukların böyle bir eğitime başlayabilmeleri için sekiz yıllık temel eğitimi bitirmeleri ve en az iki veya üç sene okul tahsillerine ara vermeleri gerekiyor. Bu zorlukları hesaba katarak hafızlık eğitimine karar verecek olanların kararlarını kolaylaştırmak için bazı tedbir ve teşviklerin olması gerekir. Bu teşviklerin başında da maddi destek gelir. Hafızlık eğitimi alanların bütün tahsil hayatları, üniversitelerin sonuna kadar maddi bakımdan garanti altına alınmalıdır. Bu işin maddî yükünün, kasaba dernek ve vakıflarınca karşılaması mümkün değildir. Daha büyük organizasyonlara, bütün vilayetlerden destek görecek büyük bir resmi kuruluşa veya vakfa ihtiyaç vardır.