Niyazi, Boğaz vapurlarında çalışıyor, tam gün çalıştığında iki gün istirahat ediyordu. Fadime, şimdi kocasını hem hasretle özlüyor hem de kaptan olduğu için ona karşı iftihar duyguları taşıyordu.
Niyazi Kaptan ailesini İstanbul’a götürmeye karar verdi. Ailesi dediğimiz de anası ile eşi Fadime’den ibaretti. Çünkü hâlâ çocukları olmamıştı, kız kardeşini de komşuları Murat’la evlendirmişlerdi.
Kaptan, neden çocukları olmadığını, işin uzmanı olan doktorlara danışmış, çare aramıştı. Onlar da karısıyla gelmeleri gerektiğini söylemişlerdi. Durumlarına bakılacak ve tedaviyi gerektirecek bir durumları varsa tedavileri yapılarak çocuk sahibi olabileceklerdi. Niyazi Kaptan İstanbul’a taşınmayı biraz da bu sebeple istemişti.
İstanbul yolculuğu iyi geçti. Niyazı Kaptan İstanbul’da iki odalı bir ev tutmuştu, üç kişi olduklarından bu ev onlara yetiyordu. Köydeki evi ve tarlalarını komşuları da olan Niyazi’nin kız kardeşi Hatice’ye bırakmışlardı. Mısır tarlalarını kim ekerse mahsul onun olurdu.
Şehirli gibi yaşamak kolay değildi. Başlangıçta şehir hayatına uyum sağlamakta biraz sorun yaşadılar. Memlekette ne yiyorlarsa onları yiyor, biraz da şehirli gibi giyinmeye çalışıyorlardı. Fadime, aslında şehir hayatına özenen, giyinmeyi seven kişiliğiyle İstanbullu olmaya hazırdı. Ayrıca kaptan karısı olarak da giyimine dikkat etmeliydi.
İstanbul’da yalnız sayılmazlardı. Fadime’nin erkek kardeşi oradaydı. Ara sıra memleketten İstanbul’da
26
26 |