1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56  57  58  59  60  61  62  63  64  65  66  67  68  69  70  71 



  bu sırada şehirde Aziz Efendilerin konağında çalışacak, evin hasta olan ninesine bakacak bir kadın aranıyordu.

  Kızı Zehra’yı da yanına alarak bu eve bakıcı olarak girdi.

  Nahide becerikli, çalışkan, anlayışlı bir kadındı. Dokuma işinde de usta sayılırdı. Gördüklerini çabuk kavrıyor ve öğrenmeyi seviyordu. Hizmet ettiği evde kavrayışı, insana yakınlığı, çalışkanlığı ve yetenekleriyle kendini sevdirmişti. Evin ninesi öldükten sonra bile Nahide’den evde kalmasını istediler, o da severek kabul etti. O çevresindekileri sevdi, insanlar da onu sevdiler.

  Nahide’nin insanlarla münasebetleri çok iyiydi. Herkesin yardımına koşardı; hastalarla, köylüleriyle ve yeğenleriyle de ilgilenirdi. Aziz Efendi’nin evinde evdekilerin giymediği eski giysileri alır ağabeyinin çocuklarına getirirdi. Çocuklar da halalarını çok severlerdi.

  Nahide hala, köyle irtibatını hiç kesmemişti. Köye gelirken bir köylü gibi giyinir, şehirde ise şehirlilere uygun kıyafetler giyerdi. Eşarbı, mantosu ve ayakkabıları vardı. Köyde olan her cenazeye ve her çocuk doğumuna gelirdi. Zaten cenaze yıkama ve ebelik yapma gibi maharetler de edinmişti. Yalnız köyde değil şehirde de cenaze yıkama ve ebelik yapma işlerinde aranan kişiydi. Bu nedenle de çevresi genişti. Hükümet çevrelerinden bile tanıdıkları vardı. Sözü dinlenir bir kadın olmuştu. Dindardı, senede bir, iki hatim indirir, üç ayları oruçlu geçirir ve her cuma akşamı Yasin-i Şerif’i okur geçmişlerinin ruhuna ithaf ederdi. Duasında özellikle anası, babası, ağabeyleri ve şehit kocası Hafız Ahmet Efendi’yi unutmazdı.

  

  20

  

 


20
Önceki                  Sonraki