1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54 



  bu da bütün tanıdıkları dolaşır ve bunların haberlerini ailelerine götürürdü. Gurbetten gelen biri mutlaka komşuları tarafından ziyaret edilir; bir mektup, bir emanet veya bir haber var mı diye sorulurdu. Haber bir iki aylık olsa da ( gemide çalışanların haberleri ekseriya böyle olur) insanın gurbette olan yakınından bir haber alması kadar bir rahatlatıcı bir şey olamaz.

  Gurbetten izine gelen genç bir kimse ise gelişini birkaç mermi yakarak haber verir; eğer askerden dönüyorsa bunu da arkadaşları silah atarak kutlarlardı.

  

  B) EV YAPANLARA HEDİYE

  

  Rivayet edildiğine göre eski zamanlarda yeni bir yurt yeri kazıp yeni bir ev yapanların bahçesine dikilmek üzere meyve fideleri hediye edilirdi.

  Yeni bir ev yapanın evi tamamlanıp da çatısını yapmaya sıra gelince omuz ağaçları çakılır çakılmaz evin tam tepesine beyaz bir çarşaf veya bir bayrak asılırdı. Bu sırada usta keserini daha hızlı vurur; keserin sesi ta uzaklardan duyulurdu. Bu sesleri duyan ve bu çarşafı gören komşular bez cinsinden bir parça hediyelik gönderir bu bezler çatının bir ucundan diğer ucuna asılırdı. Çatı tamamlanana kadar bu hediye dokumalar çatıda kalırdı. Genellikle çarşaf, renkli basma, feretiko bez, başa veya dolaya sarılı peştamal cinsinden olan bu hediyeler ustanın olurdu.

  

  C) CAMİ YEMEĞİ

  

  Eski geleneklerimizden biri de cami yemeğiydi. Cami hocası bekâr olarak caminin bir odasında kalır ve yiyeceği günlük olarak mahalleliler tarafından getirilirdi.

  Kuşluk yemeği için giden yemeklerden akşam da yenirdi. Genellikle hocaya yemeğin iyisi giderdi. Muhlama, plav, yoğurt, baklava, ev makarnası, çığırta v.s.

  Cami yemeği için mahalleli sıraya konur, yemeği veren hane, kendisinden sonra yemeği verecek olan komşusuna yemek sırasının yarın kendisine olduğunu bildirirdi. Ekseriya köye gelen yabancı misafirler camide misafir edilir ve o zaman da hoca, camiye yakın cemaatten birine haber göndererek takviye yemek siparişi verirdi.

  Hoca yemeği ile ilgili şöyle bir fıkra anlatılır:

  Oflu hoca bir gün vaazında kabağın bir cennet taamı,mübarek bir sebze olduğundan ve kabak yemeğinin faziletinden bahseder. Bu vaazdan sonra cemaat, her halde hoca kabak yemeğini çok seviyor, beklide kabak yiyerek sevap kazanmak istiyor diyerek ona her gün kabak yemeği götürülür. Öğle

  47

  

 


49
Önceki                  Sonraki