1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54 



  getirilir beğendiği her hangi bir inek, boğa veya dana geline kapılık olarak hediye verilirdi. Kapılık gelinin şahsi malı gibi sayılırdı.

      Gelin kapıdan girmeden kayınvalide bir tasa bal koyar, önce kapının eşiğine sürer, sonra da gelinin parmağını bal tasına bastırıp kapının başına bal sürerdi. Evliliklerin tatlı huzurlu geçmesine vesile olsun diye. Bu arada kayınvalide gelinin başına para ve fındık dökerdi. Bu para ve fındıklar uğurlu sayılırdı.

  ç) GELİN AYAĞININ YIKANMASI

  

  Gelin kapıdan girince gelin odasına alınır ve ayakları yıkanırdı. Bu yıkama işini görümce, görümce yoksa elti veya hala yapardı. Bir leğen ve su dolu bir kalaylı güğümle gelinir ve gelinin ayakları yıkanırdı. Rivayet edildiğine göre gelin çoraplarını çıkarırken çorabın içindeki para leğene düşer ve bu para gelinin ayaklarını yıkayan kişinin olurdu. Gelin önce sağ ayağını yere basar ve böylece yıkama töreni sona ererdi.

  

  d)GELİNİN OTURMASI

  

  Ayak yıkama töreninden sonra herkes odadan dışarı çıkar oda boşaltılırdı. İçerde yalnızca düzenci ile gelin kalırdı. Üzenci geline gelinliğini giydirir, onu süsler ve yüksek bir yere oturturdu ( gelin baba evinden sade giyimli ve çarşaflı olarak çıkardı). Gelin hazır olunca kapı açılır ve oğlanın yakınlarının geline hoş geldiniz ziyaretleri başlardı. Düzenci gelinin yanında bulunur ve gelenleri ona tanıştırırdı. Gelin yaşlıların elini öper, çıkma denilen hediyelerini sahiplerine verirdi. Kayınpederin çıkmasını da kayınvalide alırdı.

  e)KIZ TARAFININ DÜĞÜN ALAYI

  

  Kız tarafının davetlileri geline refakat etmez, gelin evden ayrıldıktan bir müddet sonra ayrı bir gurup halinde evden çıkarlardı. Kızın annesi ve babası oğlan evine gitmez ve kız tarafı geliş gidişlerde silah atmazdı.

      Kız tarafının düğün alayı oğlan evine varınca hoşbeşle karşılanır ve bekletilmeden sofralar kurulur, erkek ve kadınlara ayrı ayrı yemek verilirdi.

  

  f)KAÇMA VE SAKINMA

       

   Eski adetlerde biri de kaçma ve sakınma adeti idi. Sözü kesilen erkek veya kız, kayınpederden sakınır, onun bulunduğu topluluklarda bulunmaz veya ortalıkta görünmez, onunla konuşmaz hatta yolda rastlasa bile gelin ve damat adayı genç, yol değiştirerek görünmemeye gayret ederdi. Gelin düğün gününe kadar, damat ise damat ise düğünden sonra yapılacak olan enişte davetine kadar (bu bir hafta on güne kadar bir günde olur) kaynata ve kaynataya

  38

  

 


40
Önceki                  Sonraki