1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54 



  Bir gelin yaşları ne olursa olsun görümcelerine abla, kayınlarına ağabey derdi. Öyle anlaşılıyor ki Rize’de akraba ve yakınlara isimleriyle hitap

  etmek pek yoktu. Aronlu, Setozlu, Umalı derken kadınların gerçek isimleri unutulup giderdi.

  Rize’de kız çocuklarına paçı, erkek çocuklarına uşak denir. Ayrıca Rize’de yavrum veya evledım anlamında binam tabiri çok kullanılmaktaydı. “O binam kayık suyadu.” “ o binam anan kesile sağa” ifadelerinde olduğu gibi. Rize’de çok kullanılan tabirlerden biride ağa ve aba tabirleridir. Hüseyin ağa, Memiş ağa, Fatma aba, Emine aba gibi. Aba ifadesi genellikle yenge veya hanım kelimelerinin yerini kullanılırdı.

  Rize’de süt kardeşliği de mevcuttu. Süt kardeşleri birbirlerini sıhri kardeşlik gibi bilir, birbirlerini ziyaret eder, saygıda kusur etmezlerdi. Rize’de kankardeşi, ahretlik veya manevi kardeşlik adı altında bir sıhrî yakınlık olayı görülmezdi.

  Akrabalık yansımalarından biri miras olayıdır. Miras erkek çocuklarına kalır, kız çocuklarına araziden hisse verilmezdi. Bu adet günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Fakat kızın hakkı mahfuz tutulurdu. Başına bir hal gelirse sığınacağı yer baba evi, kardeşinin kapısı idi. Baba evi kızlara daima açık tutulurdu. Kocası ölen, boşanan kadın baba evine dönerse kardeşleri bunu bakmaya mecburdu ve baba malından istifade ederdi. Mal taksim edilirken kızlara “gömülmeklik” tabir edilen bir hisse ayrılırdı. Bu kızın ölümü halinde defin masraflarını kardeşlerinin karşılaması manasına gelmekteydi. Kadın baba tarafının mezarlığında gömülmeyi vasiyet ederse bu vasiyete uyulurdu.

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  

  24

  

 


26
Önceki                  Sonraki