1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54 



  

  ÇAYCILIK VE SOSYAL HAYATIMIZDAKİ DEĞİŞMELER(10)

  

  20. yüzyılın ikinci yarısına girerken Rize kabuk değiştirmekte ve çaycılıkla bütünleşmektedir. Çay yetiştirmek için 1924 yılında yapılan ilk denemeler başarılı olmayınca, konu 1940 yılında önemli teşvikler içeren yeni bir kanunla ele alındı ve bu kanun sayesinde çaycılık hızlı bir gelişme gösterdi. Çay bu gün sıcak bir içecek olarak ülkemizde yerini almış olup altmış milyon vatandaşımıza hitap etmektedir.

       1940 lı yıllarda ancak en verimsiz ve meşe tabir edilen komarlık alanlarda yapılan çaycılık, zamanla mısır ve fındık tarlalarına, bağ ve bahçelere kadar genişlemiş, 1940 yılında yalnız 1500 dönüm alanda yapılan çaycılık, bu gün Rize, Artvin ve Trabzon illerini kapsayan Doğu Karadeniz bölgesinde bir milyon dönüm alana yayılmıştır.

      1940’larda fert başına düşen milli gelir yüz doların altındayken, otuz yıl gibi kısa bir zaman içinde fert başına düşen milli gelir, bin dolara yaklaşmış ve bir nesilde görülebilen bu gelir artışı sosyal hayatımızı tamamıyla değiştirmiştir. Kendi içinde kapalı bir toplum görünümünden, çağdaş değerlerin benimsendiği bir toplum biçimine geçerken, sağlam bir aile yapısı sayesinde değişmenin sancılarını yaşayarak sarsılmamıştır.

  

      Çaycılığın Rizelinin sosyal hayatında getirdiği değişiklikler nelerdir? Bunları alt yapı değişiklikleriyle birlikte ve belli bir sıra ile sunmaya çalışalım.

      1-En verimsiz alanlardan başlayarak bütün ormanlık alanlar, fındık ve mısır tarlaları, hatta bağ ve bahçeler yerlerini çay tarlalarına terk ederken Rize

  köylüsü önce buğdayla tanışmıştır. Buğdayı değirmende öğüterek elde ettiği esmer undan, önceleri yoğurt mayası kullanarak ekşimsi bir ekmek pişirmiş ve zamanla halkımız ekmek mayası ile tanışarak usulüne göre, buğday ekmeği

  yapmasını öğrenmiştir.( Mısır ekmeği için hamur mayası kullanılmaz) Bu gün evlerde ekmek pişirmek için genellikle hazır un kullanılmaktadır.

      2-Eskiden yemek iki öğündü; biri kuşluk vakti öbürü ise akşamüzeri. Çaycılık çaylı sabah kahvaltılarını getirmiştir. Yemek vakti öğleye alınmış ve akşam yemekleri ileri saatlere kaymıştır. 1960’lı yıllarda elektirik, 1970’li yıllarda buzdolabı, sofra düzenimizi önemli ölçüde etkilemiş, köyle şehir arasındaki farkları azaltmıştır. Buna bağlı olarak da kapalı toplum açık toplum haline gelmeye başlamış, değişmeye ve yenileşmeye açık bir toplum.

  

  10 -Yiyeceklerimizin Doğal ve Kültürel Çevresi Işığında Rize Mutfağı- Rize Halk Eğitim Müdürlüğü-1996 18

 


20
Önceki                  Sonraki