Rize’nin Yönetim tarihi
karyesi içinde kalarak Rize kazasına tabi bulunuyordu.(4)
Osmanlı yönetimindeki Rize, fetihten ta 1877 yılına kadar Trabzon’a tabi bir kaza olarak kalmıştır.
1486 tarihli Tapu tahrir defterine göre, o zamanlar Rize kadısı Mevlana Bedreddin, seraskeri Atmaca adlı bir şahıstı. Defterin 336. sayfasına göre Rize kadısının 4116 akçelik timari, Rize’nin Peripol (Pehlivan Mahallesi) karyesinde, Rize Seraskeri Atmaca’nın 7659 akçelik bir hissesi de Akçaabad’da bulunuyordu. Rize Seraskeri, Trabzon Sancak Beyinin kapı halkından bir askerdi. Bununla ilgili olarak adı geçen defterin 324. sayfasında şu ifade yer almaktadır. “Gulam-ı Mir Serasker-i Rize”
c)Bazı taşra yöneticileri ve görevleri:
Kadının görevleri: kadılar bir ilçenin en büyük amiridir, bütün idari ve adli işlere yürütür; yazışmaları yapar,
sicilleri tutar. Belediye görevlerini yerine getirir, esnafı denetlerler.
Osmanlı metinlerinde kadı isimlerinin başına gelen “mevlana” sözcüğü üzerinde de bir miktar durmak gerekmektedir. Bu tabir 18. yüzyıl sonlarına kadar
kullanılmıştır. Örneğin Rize kadısından bahsederken
Mevlana Bedrettin, Laz kadısından bahsederken Mevlana Hüsamettin denilmiştir. Buradaki ‘mevlana’ sözcüğü ne anlama gelmektedir? “Mevlana” kelimesi Osmanlı literatüründe bir kadılık derecesi ve adeta akademik bir unvandır. Aynen (Prof. Doç. ve Dr.) unvanları gibi. Bu unvanlar isimlerin başına gelir. Doç. Dr. Hasan Bey dendiği gibi Mevlana Bedrettin denmektedir. Bir kimsenin ‘mevlana’ kariyerini alabilmesinin şartları vardır. Şöyle ki: Osmanlı eğitim sisteminde müderrislik imtihanına girip başarılı
 4 Cigariş karyesi için ek-1 bölümüne bak.
16 |