Orhan Naci AK
Osmanlılar döneminde bir bölge fethedilince oraya yazıcılar gönderilir ve bu bölgenin gelirleri yazılır ve timar
sistemine göre bu gelirler, üst yöneticilere, savaşta yararlık gösterenlere ve devlete yaralı olması beklenen kişilere tahsis edilirdi. Osmanlı timar sistemine göre belirlenen gelirler üçe ayrılırdı. 100 bin akçeyi aşan gelirlere has, 20 bin ile 100 bin akçe arası gelirlere zeamet, 5 bin ile 20 bin arası gelirlere timar denirdi. Has tabir edilen gelirler sancakbeyi, beylerbeyi, vezir ve padışah gibi üst görevlerde bulunanlara; zeametler, sancak beyinden daha alt kademede bulunan ve çok kere de sancak beyine tabi yöneticilere verilirdi. Genellikle Yıllık 20 bin akçenin altında yer alan ve özellikle timar denilen bazı gelirler de subaşı, yeniçeri, sekban, sipahi veya yararlığı görülen veya umulan bazı kimselere verilir ve bunlar savaşta ve barışta bazı görevler üstlenirlerdi. Bazen hiristiyan tebaadan olanlara da timar verildiği olurdu.
Trabzon fethedilince Trabzon sancağı da bütün yerleşim birimleri ile birlikte yazılmış ve gelirleri, has, zeamet ve timar olarak ayrılıp sahiplerine tahsis edilmişti.
Bu yazımda yerleşim birimlerinin isimleri karye düzeyinde geçtiğinden, biz o dönemin yerleşim yerleri ve isimleri konusunda da bilgiler edinebiliyoruz.
Fetihten sonraki duruma bakıldığında Kalkandere’den doğuya doğru Çayeli bölgesini de içine alacak şekilde geniş bir alanın Rize olarak adlandırıldığı görülmektedir. Çünkü Kalkandere’nin eski ismi Basalet’den, Mapavri ve Latom’dan (Madenli) bahsederken, bunlar, Rize’ye tabi olarak belirtilmiştir. O dönemde İkizdere ilçemize tabi hiçbir yerleşim biriminin ismine rastlamıyoruz. Kanaatime göre bu ilçemiz Hemşin, İspir, Of, ve Rize kazaları arasında
bölüşülmüş idi ve burada birkaç yerleşim yeri Cigariş
15 |