Eskiden de kızlarla erkeklerin birbirini görüp tanımalarının pek çok fırsatı ve ortamı bulunuyordu. Hiç birbirini görmeden , tanımadan da evlenenler yok değildi. Evlenen kimseler genellikle ya komşu ya da hısım akrabadan biri veya hısım akrabanın komşuları olurdu. Komşular birbirlerini çocukluktan beri tanır ve hatta çocuk oyunlarından beri birbirlerine ilgi duyup ilerde sevdalanıp evlenenler olurdu. Tabii ki aile büyüklerinin izniyle. Anne ve hala tarafından hısımlar ve bunlar arasındaki gidip gelmeler de kızlarla erkeklerin tanışmalarına fırsat hazırlardı. Evli ablalar ve gelinler de bu tür evliliklere aracılık ederlerdi.
Eskiden de kız ve erkeğin birbirleri ile iletişim kurabilecekleri pek çok ortam olurdu. Fakat bunlar büyük bir gizlilik içinde yapılırdı. Tabir caizse bu iletişim görülmez fakat sezilirdi. Düğünler ve imeceler bu iletişim için iyi birer fırsattı. Kız erkek birbirine sevdalanmışsa o kıza başkaları yaklaşamazdı. Kız ve erkeğin birbirlerine gönülleri olduğunu belirtecek pek çok yol vardı. Oğlan sık sık kızın çevresinde görülür kız da buna karşılık verirse sevdalık başladı demektir. Düğünlerde sevdalı olanlar kol kola horon ederler. Eğer kızın koluna yabancı bir erkek girerse kız horondan çıkardı. Erkeğin de bu durumlarda aynı şekilde davranması beklenirdi. Eğer kız mendilini erkeğin eline bırakır ve erkek de bunu kabul ederse sözlü gibi olurlar. Bazen bu işleri kızın yengesi ayarlar. Dışarıdan yapılan müdahalelerle kimin kiminle kol kola horon edeceği ayarlanır.
Sevdalılar ile de evlenecek demek değildir. Kızı bini ister biri alır. Kız için uygun bir talip çıkarsa anne ve baba kızı evlendirir; bu durumda sevdalıların yapabilecekleri fazla bir şey yoktur. Nadiren görülen kız kaçırma veya peşe gitme dışında her iki taraf da bu kadere boyun eğer.
Rize de yakın akraba arasında evlenme yasağı yoktur. Yakın amca ve teyze kızları gibi. Aralarında süt kardeşliği yoksa, amca ve teyze çocukları birbirleriyle evlenebilirler.
b) BEŞİK KERTME
Çok az görülen bir şey olsa da Rize’de de “beşik kertme” olayı vardır. Daha bebeklik çağında büyüdüklerinde çocukların birbirleriyle evlenebile-ceklerine dair aileler birbirlerine söz verirlerdi. Çocukları da buna inandırırlardı. Beşik kertme ile başı bağlanan kızı kimse gelip istemezdi. Kız nadir de olsa başkasına sevdalanabilir; o zaman her şeyi göze alır, sevdasına “beni kaçır” diye haber gönderirdi. Erkek de buna hazırsa bu sevdalık “peşe gitme-kız kaçırma” olayı ile son bulabilirdi.
c.KIZ İSTEME VE SÖZ KESME
Oğlan evlenme çağına gelince kendisine kız, kızlara da kısmet aranır. Oğlanın sevgilisi varsa ve bunu aile büyüklerine duyurup kabul ettirebilirse iş epeyce kolaylaşmış demektir. ( Evlenme yaşının 17 - 18 yaş olduğunu hatırlatalım) Evlenmesine karar verilen oğlana kız aranırken bu işe tanıdıklar, halalar ve teyzeler de aracılık eder. Falancının iyi bir kızı vardır denir ve aile uygun görürse kız istenir. Bu evliliğe aracı olan kişilere “elçi” denir. “ Kapnesten Lipariye elçilediler beni” türküsünde olduğu gibi. Bir kızın elçisi olmak, o kızı
26
28 |