1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54 



  

  Yörede en dikkate değer eğratlık “enişte eğratlığı”dır. Damadın arkadaşlarıyla oluşturduğu imeceye enişte eğratlığı denmektedir. Kız tarafı haber gönderdiğinde, damat arkadaşlarını toplar ve gelir. 10 15 kişi kadar olan bu gurup eğer başka bir köyden geliyorsa daha da dikkat çekicidir. Bunların ekserisi bekârdır ve kız tarafındaki bekar kızların ilgi alanında bulunurlar. Enişte eğratlığının anlatılmaya değer en önemli yönü, damadın arkadaşları tarafından bağlanmasıdır. İşte size çocukluğumda şahit olduğum bir enişte bağlama olayı:

  Zannaderim birinci kat mısır ayıklama için damat tarafına haber gönderdik. Bir gün önceden yemekler pişirildi ve hazırlıklar yapıldı. Ertesi gün damat ve arkadaşları omuzlarında kazmalarıyla erken saatlerde geldiler. Kısa bir hoş beşten sonra tarlaya giderek mısır çapalama işine başladılar. Derin kuşluk vakti yemek için eve geldiler ve yemek yendi. Yemekten sonra imeceye gelenler bahçede istirahata çekildi ve sigaralar yakıldı. İşte bu sırada önceden aralarında anlaştıkları sanılan birkaç delikanlı damadın kaçmasına fırsat vermeden üzerine çullanıp ve sıkıca kavrayarak naylanın direğine bağladılar. Bana da: “anana söyle damadı gelsin kurtarsın” dediler. Bağlama olayını bekleyen ablamın kız arkadaşları bu olayı uzaktan izlediler ve tezahüratla karşıladılar. Annem işi biraz ağırdan aldı ve bir tepsi baklava ile gelerek “ Baklava kadanızı alsın, damadı bağlamadan da baklavanız gelirdi” dedi ve baklava tepsisini ortaya bıraktı. İstekleri yerine gelen damadın arkadaşları damadı çözüp baklavayı hep birlikte yediler.

  Bana sorarsan baklava tepsisi yemeğin sonunda sofraya gelmediğine göre, bu damat bağlama olayından herkesin önceden haberi vardı.

  O gün ikindiye kadar çalışma devam etti ve iş bitti. Yeniden yemekler yendikten sonra damat ve arkadaşları köylerine uğurlandılar.

  Ağustos ayın içinde mısır aralarında biten çimenler orakla biçilir ve tarla temizlenir. Eylül ayı olgunlaşmış fasulyeleri toplamak ve turşu kurma zamanıdır. Eski hesap Ekim ayı (14 Ekimde başlayan ay) “harman ayı” adını alır ve mısır tarladan toplanır.

  Mısır fidesine fitra, mısır püskülüne perçem, tepede yer alan çiçekli kısma baş, mısırın taneli kısmına roka, rokayı saran kapçıklara şokali, mısır koçanına uskuçi veya kutuni, mısır bitkisinin tarladan kesilip alınan kısmına otluk denir. Otluk ve şokali hayvan yemi olarak kullanılır. Uskuçi yakılır. Şokalinin ince yapraklarından hasır örücülüğü yapılır: İskemle, koltuk, zenbil, sele gibi. Otluk olarak kesilip alınan mısırlar, ilerde hayvan yiyeceği olarak kullanılmak üzere bir ağaç kazığın etrafına bağlanarak “temon” yapılır. Şokali ve diğer hayvan yemlerinin muhafaza edildiği özel yapıya yörede (palça, balça, pahça) denir.

  

  

  15

  

 


17
Önceki                  Sonraki