9
Osman Efendioğlu ile İlyas Kazdal’ın birbirini taşlama tarzındaki karşılaşmaları buna örnek verilebilir:
İ.Kazdal : Yaşlısun dayanmasun dayı sen bu yarışa
O. Efendioğlu : Desena ki senünle belayı alduk başa
İ. Kazdal : Bu gün bakmayacağum gözünden akan yaşa
O. Efendioğlu : Sen gibi şairleri çok getirmişim tuşa
İ. Kazdal : En çetinine çattın gayretin gider boşa
O. Efendioğlu : O kadar hızlı gitma ayağun çatar taşa
İ. Kazdal : Yetişemezsin beni sen habu dik yokuşa
O. Efendioğlu : Çevireceğim seni kanadı kırık kuşa
İ. Kazdal : Senun saçların beyaz benzeyisun berduşa
O. Efendioğlu : Gördün beyaz hedefi geçtun hemen atışa
İ. Kazdal : Ne der belli olur mu laf mı yoktur ayyaşa
O. Efendioğlu : İftira etma bana içki kullanmam haşa
İ. Kazdal : Türkü öyle geturdi ne luzum var telaşa
O. Efendioğlu : Hiç susti mi o dilun tuttun beni traşa
İ. Kazdal : Dayı sen mecbur ettun soktun beni savaşa
O. Efendioğlu : Satsam kimseler almaz türkini beş kuruşa
İ. Kazdal : Hangimiz değerlidur bir çıkalum satışa
O. Efendioğlu : Benum müşterim vardır sen başla arayışa
İ. Kazdal : İyisi mi bu işi bağlıyalum barışa
O. Efendioğlu : Çok teşekkür ederim sendeki anlayışa
a)İkinci Şekil: Şairler tam türkü ile birbirine cevap verir.Söylenen türküler arasında kafiye birliği aranmaz.
Ahmet Kabil ile Emin Ali Kardeşler birbirleri ile atışıyor. Yıl 1993. Sarp kapısından giren fahişeler günün konusu olup her tarafta bu konu tartışılıyor. Emin Ali Kardeşler İstanbul’dan yeni gelmiştir.
Ahmet Kabil : Geldun Rize’ye durdun uğramadun Ahmet’e
Anlat bana derduni koyma beni zahmete
E. A. Kardeşler : İstanbul’dan buraya misafir geldum size
Bilmeden belki Ahmet kusur edersun bize
11 |