RAMAZAN SOHBETLERİ
Orhan Naci AK (orhannaci@yahoo.com)
23-ZEKÂT KONUSUNA DEVAM
Dünkü yazımızda ‘zekâtın sadece fakirlere verilen bir sadaka olarak algılanması ve ayrıca zekat toplama ve harcama işinin de devletin görev alanı dışına bırakılmış olması yüzünden, hayır kurumları önemli bir kaynaktan mahrum bırakmıştır’ demiş ve bu konuya devam edeceğimizi söylemiştik.
Hayrettin Karaman Hocamız Zekat ayetinde geçen ‘Fi sebilillah ‘ (Allah yolunda demek) kavramı üzerinde durmakta ve bu konuda görüş bildiren âlimlerin görüşlerini aktarmaktadır. Hocamıza göre, ilk müçtehitler fi sebilillah kavramına ‘cihat için yapılan masraflar olarak’ bakmaktadır. Sonra gelen âlimlerden bazıları ise bu kavrama daha geniş bir mana atfederler. Bu alimlerden biri İbn-i Kesir’dir. İbn- Kesir (fıkıh ve tefsir âlimi öl: 1373) ‘fi sebilillah’ sözü “her ihlaslı ameli kapsar.” demektedir. Tefsir âlimlerinden Fahrettin-i Razî de ( öl: 1208) de, cihat kavramının “fikri, iktisadi ve siyasi mücadeleyi de kapsadığını” belirtir.
Ayrıca Ebu Hanife’nin öğrencisi Ebu Yusuf, zekat ayetinde geçen harcama yerlerini yorumlarken şöyle demektedir:
“Müslümanlara ait yolların ıslah ve tamirine ve yeni yollar açılmasına.” sarf edilir. (Kadı ebu Yusuf’un Haraç adlı eseri. Bölüm: Zekatın sarf yerlerinin beyanı hakkında)
Her ne kadar “ Allah yolunda” diye tercüme ettiğimiz ‘fi sebilillah’ kavramı, kamu yararına işleri çağrıştırmakta ise de günümüz âlimleri hayır işleri yapan vakıflara zekât verilir demekten yinede kaçınmaktadır.
Bir başka konuda şudur: Eğer ayette geçen ‘kalpleri İslâm’a ısındırılması gerekenlere verilir’ hükmü geliştirilebilseydi, insanların İslam’a ısındırılması için yapılacak okullar, hastaneler, hayır kurumları ve yayınlar için kaynak bulmakta güçlük çekilmezdi. Belki dünyada ki aç insanların karınları doyar, gönülleri de fethedilmiş olurdu.
Ayrıca devlet zekât topluyorsa -ki Kur’ana göre toplamak zorunda- devletin izin verdiği kurumlar neden zekât toplayamasın. Yani devlet bazı kurumlara zekat toplama izni verebilir demek istiyoruz. Peygamberimiz zamanında valiler de bulundukları bölgenin zekâtını topluyor ve gerektiğinde harcıyorlardı.
İlmihal kitaplarının söylediklerine gelince: zenginler farz olan zekâtlarını verirken mümkünse yakınlarını ve en muhtaç olanları gözetsinler.
24 |